Bilindiği gibi Rusya Federasyonu Anayasası’nda yapılan değişiklikler 25 Haziran – 1 Temmuz 2020 tarihleri arasında halk oylamasına sunulmaktadır.
Bu anayasa değişikliği ile “Devletin Kurucusunun Rus Halkı Olduğu” ifadesi anayasaya sokularak, Federasyon’u oluşturan halklar arasında federasyon anlayışına aykırı bir eşitsizlik yaratılıyor.
Yeni federal birimler oluşturularak, etnik cumhuriyetlerin diğer bölgelerle birleştirilmesine ve tasfiyesine anayasal dayanak oluşturuluyor.
Rusya Federasyonu’nun, SSCB’nin bölge dışındaki varlıkları ve yükümlülüklerinin yasal halefi olduğu anayasaya sokularak gelecekte yapılacak bölgesel girişimlere zemin hazırlanıyor.
‘’Rusya’nın, Tanrının ideallerini ve inancını ve Rus devletinin gelişimindeki sürekliliği ileten ataların anısını koruyarak bin yıllık bir tarihle birleştiği’’ ifadesiyle, gerçek dışı, hukuki olmayan, Slav Ortodoks tarihine endeksli, federasyon anlayışına temelden aykırı bir birlik anlayışı anayasaya sokuluyor.
‘’Rusya Federasyonu Anavatan savunucularının anısını onurlandırıyor ve tarihi gerçeği koruyor. Anavatan savunmasında halkın başarısının önemini azaltmaya izin verilmiyor.’’
denilerek 2. Dünya Harbinde Nazilere karşı kazanılan zafer istismar edilerek buradan siyasete güç devşirilmeye çalışılıyor; bıçağın diğer yüzünün halkları biçtiğinin (Topyekün Sibirya’ya sürgünler, Drau Katliamı v.d.) üzeri kapatılıyor. Ortaya konulan, gerçek dışı, subjektif tarih ve birlik anlayışına itirazın önü kapatılıyor.
Rusya’nın taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin hükümlerine dayanarak alınan kararların, “Rus vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini kısıtlaması ve Rusya Anayasası’na aykırı olması halinde uygulanmayacağı” yönünde, uluslararası hukukun işleyiş mantığına aykırı bir madde Anayasaya sokuluyor.
Yönetim erkinin uzunca bir süre daha aynı aktörler tarafından kullanılması, yasama, yürütme ve yargının da bu aktörler tarafından şekillendirilmesiyle Slav eksenli bir devlet yapısının hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Kazanılmış haklardan aşama aşama yapılan eksiltmeler dikkate alındığında, öngörülen devlet yapısının Rusya Federasyonu’nda yaşayan diğer halkların lehine olmayacağı açıktır.
Bu anayasa değişiklikleri, federasyon anlayışından gittikçe uzaklaşan Rusya’nın, kağıt üzerinde federasyon; gerçekte ise otokratik bir devlet olduğunun anayasal olarak da ilanı olacaktır.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ PARTİSİ
192