İstanbul, birçok ülkeden daha fazla nüfusu,
Sahip olduğu büyük tarih ve medeniyet birikimi,
Doğu ile Batı arasında en aktif geçiş noktası olma özelliğiyle,
Tüm zamanlarda dünyanın en önemli kentlerinden biri olagelmiştir.
Sahip olduğu eşsiz coğrafyasıyla, benzersiz doğal güzelliklerin kentidir İstanbul.
Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış olması, çok dilli, çok kültürlü yapısıyla, farklı sosyo-kültürel kesimlerin bir arada yaşadığı çoğulculuğun da simgesidir İstanbul.
Napoleon Bonaparte’ın “Eğer dünya tek bir devletten ibaret olsaydı başkenti muhakkak İstanbul olurdu” dediği bu şehri betimlemek isteyen şairler duygu ve yeteneklerini zorlamış, en etkili olduğuna inandıkları kelimeleri keşfederek kuyumcu titizliğiyle mısralarına işlemişlerdir:
“Yeryüzü cenneti, yedi tepeli şehir”
(…)
“İki deniz arasında tek parça nadide mücevher”,
(…)
“Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden beri iki İstanbulludur!”
(…)
“Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği
Çamlıca’da yerdedir, göklerin derinliği”
***
İstanbul büyük bir metropol olmasının yanında, çok önemli bir sanayi, turizm ve kültür kentidir de.
Coğrafi olarak, ülkemizin en önemli su yollarına, su kaynaklarına, ormanlarına sahiptir.
Uzun süredir iyi yönetilmiyor ve hoyratça yaklaşılıyor olması, şairlere ilham kaynağı bu güzide kentin dillere destan güzelliğinden çok şeyler alıp götürmüştür. Şairlerin gönlünü coşturan bu gökdelenler ve beton yığınları değil; tarih, kültür, mimari, doğa ve huzurun bu şehirdeki eşsiz uyumu olduğu unutulmuştur.
İstanbul son yüz yılda hak ettiği belediyecilik anlayışı ile yönetilmemiştir. Uzun bir geçmişe sahip kontrolsüz göçle, yetersiz dahi olsa imar planlarının yetişemediği hormonlu büyümesi ile bugün artık kronikleşmiş sorunların sahibi durumundadır İstanbul.
Azami rant hırsı, İstanbul’un tarihi ve kültürel değerlerini, yeşil alanlarını, sahillerini ciddi tahribata uğrattı. Kamu arazilerinin bir kısmı halkın yararı yerine, rant avcılarının çıkarlarına peşkeş çekildi ve yanlış yapılaşmanın parçası haline getirildi. Ortak yaşam ve kentlilik bilincinin gelişmesi için yapılan hiç bir çalışma yok.
Bu olumsuz gelişmeler ve her geçen gün artan standart dışı mekânsal ve diğer fiziki düzenlemeler, başta engelli vatandaşlarımız olmak üzere tüm İstanbulluları olumsuz şekilde etkilemeye devam ediyor.
İstanbul, farklı sosyo kültürel grupların bir arada yaşadığı, çok renkli, çok zengin bir kent. Yönetime talip olanların öncelikle bu çoğulcu yapıyı içselleştirmiş olması gerekiyor; ki daha huzurlu, yaşanabilir bir şehir ortaya çıkartılabilsin.
Bu şehri yönetmeye talip olanların yegâne hedefi, tüm kent sakinlerini, temiz, sağlıklı, güvenli, doğa, tarih ve çevreyle uyumlu, insan odaklı, iş, ulaşım ve barınma sorunları çözülmüş, kültüre , sanata, spora erişilebilir bir ortamda yaşatabilmek olmalıdır.
Şehri saran tüm sorunlara ve olumsuzluklara rağmen, çoğulcu, demokratik katılımın ve denetimin sağlandığı bir yerel yönetim anlayışının hayata geçirilebilmesi halâ mümkündür İstanbul’da. Bunun için yönetimin halkla bütünleşmesinin önündeki engeller kaldırılmalı, toplumun değişik kesimlerine karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkı tanıyan politika ve uygulamalar hayata geçirilmelidir.
İşte, İstanbul’a bu çoğulcu anlayışla hizmet verebilmek için, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel yönetim seçimlerinde partimiz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına Sn. DOĞAN DUMAN’ı bağımsız aday olarak gösteriyor.
Çünkü İstanbul bir dünya başkentidir; her şeyin en iyisine layıktır.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ PARTİSİ
DOĞAN DUMAN KİMDİR?
Büyük Çerkes Sürgünü’nde Kafkasya bölgesinden gelip Kayseri bölgesine yerleşen bir ailenin çocuğudur.
1959 yılında Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi, Örenşehir köyünde doğdu.
1965 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti.
İlk ve orta eğitimini, Vezneciler ilkokulu, Merter Ortaokulu ve Pınarbaşı Lisesi’nde tamamladı.
1980 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1985 yılında mezun oldu.
Daha öğrenci iken iş hayatına atılarak, cam ve çimento işkolunda faaliyet gösteren bir işçi sendikasında çalışmaya başladı.
Fakülteyi bitirdikten sonra hukukçu olarak çalıştı; avukatlık, eğitimcilik ve kısa bir süre bilirkişilik yaptı.
İş Hukuku alanındaki yüksek lisansını 1987 yılında tamamlayarak doktora programına girdi. Dersleri süresinde bitirse de iş yükünün artması sonucu tez yazımını ihmal etmek durumunda kaldı. Arabuluculuğun güncel hale gelmesiyle bu alana yoğunlaşarak Arabuluculuk Belgesi aldı ve aynı motivasyonla “Türkiye’de Bireysel İş Hukukunda Arabuluculuk” başlıklı doktora tezinin yazımına başladı.
Çeşitli sivil toplum kuruluşlarına üye olan Doğan Duman yer yer yönetim kurullarında da görevler yaptı.
Evli ve 3 çocuk babası olan Duman İngilizce biliyor.
504
Istanbul’un en onemli sorunu trafik. Victorville, Kalifornia da yasiyorum. 13 saatlik ucusla Los Angeles’ten Istanbul’a variyoruz, tipik olarak 4 saatte Havaalindan annemin evine, Sancaktepe’ye varabiliyoruz. Diger adaylari bilmem ama abim durust, adil, onurlu ve yigit bir insandir. Dilegim odur ki; bu mucadele abim de, inandigi Cerkes toplumunu da sevindirir!
Sizin, bizim ve İstanbul icin hayirlisi olsun. Basarilar diliyorum.
Daha güçlü bir partide olmasını isterdim.
Başaralı olacağına inanıyorum.Yolun açık olsun.